Çeviri için Nilgün Uygun’a teşekkürler.
2 Haziran 2014 Andrew Potts
Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte yarım düzine Birleşmiş Milletler grubu transgender ve interseks bireylerin ikili toplumsal cinsiyet kalıbına uydurmak amacıyla zorla kısırlaştırmalarıni kınadı.
Dünya Sağlık Örgütü (the WHO), UN Kadınlar, UN AİDS, UNİCEF, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile bir araya gelerek çığır açıcı bir raporla transgender ve interseks bireylerin zorla kısırlaştırılmalarını kınadı.
“Kurumlarası Rapor: Zorla, baskı ya da başka yollarla istem dışı kısırlaştırmalara son verilmesi” başlıklı rapor küresel bazda bugüne kadar transgender ve interseks bireylerin invazif (invasive) bir cerrahi müdaheleye maruz kalmadan benimsedikleri cinsiyetle tanınmalarını destekleyen en güçlü bildiri. Bildiri 30 Mayıs tarihinde yayınlandı.
Rapor isteğe bağlı kısırlaştırmanın dünyanın pek çok yerinde kullanılan önemli bir doğum kontrol yöntemi olduğunu kaydederken bireyin rızası dışında ya da insanların hükümetlerin kriterlerine bağlı olarak baskı ile yönlendirildikleri kısırlaştırmaları kınıyor.
Raporda “Kısırlaştırma bireyler ve çiftler doğurganlıklarını kontrol edebilmeleri açısından önemli bir seçenek ve kısırlaştırma dünyada en fazla kullanılan doğum kontrol yöntemlerinden birisi” deniyor.
“Kişinin bilgilendirilmiş rızası dahilinde yerinde klinik standartlara göre uygulandıklarında vazektomi ve tüp bağlama gibi kısırlaştırma yöntemleri doğurganlığı kontrol etmede güvenilir ve etkindirler.
“Ancak bazı ülkelerde HIV’li, engelli, yerli ve etnik azınlıklar, transgender ve interseks gibi belli nüfus gruplarından insanlar tam, özgür ve bilgilendirilmiş rızaları dışında kısırlaştırmalara maruz kalmaya devam etmektedirler.
“Tam, özgür ve bilgilendirilmiş rıza dışında kısırlaştırma uluslararası, bölgesel ve ulusal insan hakları örgütleri tarafından istem dışı, baskı altında ve/veya zorlama bir uygulama olarak tanımlanmıştır. Ayrıca bu şartlar altında yapılan kısırlaştırmalar sağlık hakkı, bilgiye erişim hakkı, mahremiyet hakkı, çocuk sayısına ve hangi aralıklarla çocuk sahibi olunacağına karar verme hakkı, aile kurma hakkı, ayrımcılığa maruz kalmama hakkı gibi temel insan haklarını da ihlal etmektedir.
‘İnsan hakları örgütleri zorla kısırlaştırmanın işkence ve diğer zalimane, gayri insani ve küçültücü muamele ve cezalandırmalara tabi tutulmama hakkını ihlal ettiğini de kabul ederler.
“Uluslararası insan hakları ve meslek örgütleri kısırlaştırma ile ilgili kararların hükümetler tarafından empoze edilen keyfi gerekçelere dayandırılmaması gerektiğini, ilaveten devletlerin bireyleri bu tür muamelelere karşı koruma yükümlülüklerinin sağlık çalışanları gibi özel şahısların eylemlerini de kapsayan özel alanı da içerdiğini kaydederek baskıcı nüfus politikaları ve programlarını açıkça kınamışlardır.
“İstem dışı, baskı ve zorlama ile yapılan her tür kısırlaştırma kişinin özerkliğine ve fiziksel bütünlüğüne saygı, iyilik ve kötülük yapmama ilkelerini ihlal etmektedir.”
Pek çok ülkede interseks olarak doğan bebeklerin(cinsiyetlerini muğlak yapan özelliklerle doğan bebekler) erkek ya da kadın cinsiyetine yerleştirilmek üzere düzeltici ameliyata maruz bırakılması standart bir uygulamadır. Öte yandan yine çoğu ülke transgender bireylerin kendi benimsedikleri cinsiyetlerini yasal olarak tanımak için cinsiyeti onaylatan ameliyatları zorunlu koşmaktadır.
Bu tür cerrahi müdahelelere maruz bırakılmış pek çok interseks birey ergenlik çağına geldiklerinde kendileri için doğru hissetmedikleri bir cinsiyete atandıklarını farkediyorlar.
Raporda “transgender ve interseks bireyler gibi bazı grupların kısırlaştırmayla ilgili bugün de devam eden uzun bir ayrımcılık ve kötü muamele tarihi vardır” deniliyor.
“Bu ihlaller, örneğin, transgender ve interseks bireylerin tercih ettikleri cinsiyetleriyle uyumlu doğum sertifikası ve başka yasal belgeler edinebilmek maruz bırakıldıkları çeşitli yasal ve tıbbi gerekçelere yansımaktadır.
“Özellikle interseks bireyler bebekliklerinde kendilerinin ya da ebeveyn veya velilerinin bilgilendirilmiş rızaları dışında tıbbi gerekliliği olmayan, kozmetik nitelikli ve kısırlıkla sonuçlanan ameliyatlara maruz bırakılmışlardır.”
Bu rapor transgender bireyleri halen “Cinsiyet Uyumsuzluğu /Cinsiyet Kimlik Bozukluğu”ndan muzdarip olarak sınıflandıran Dünya Sağlık Örgütü’nün bugüne kadar yayınladığı en güçlü bildiridir.
Yeni Dünya Sağlık Örgütü kılavuzu 2015 yılında yayınlacak ve transgender hakları aktivistleri çıkacak raporun patolojize etmeyen bir dilde olmasını ümit ediyorlar.
Daha fazlası için bakınız: http://www.gaystarnews.com/article/world-health-organization-condemns-forced-sterilization-trans-and-intersex-people020614#sthash.QO0cuN6z.dpuf